Mektup - 22

                                                                                       29 Eylül1977
Sevgili Belma,
        Bu dördüncü mektubum. Öncekiler eline geçmiştir herhalde. Şu ana kadar bir cevap alamadım ama eline geç ulaşıyor düşüncesiyle yazmaya devam ediyorum. Geçen mektupta bahsettiğim naklimizle ilgili dilekçeyi gönderemedik. Avukat gelince onun vasıtasıyla başvuracağız. Dava (tekrar yazayım) 5. Ağır Cezada. Dosya no: 977/391. Bir de benim avukat Mustafa Kul için bilgi yollarsan iyi olur (henüz vekalet vermedim).
        Akrabalar nasıl? Herhalde ziyarete geliyorlardır. 6-7 Ekimden sonra hiç olmazsa birisi bana geelebilirse iyi olur. Trafik kazasından sonra belki biraz moralleri bozulmuştur. Artık iyice akıllarını başlarına toplasınlar. Sen de bu konuda yardımcı olmalısın onlara. Senin de bir an önce kendini toplaman gerek. Avukatlar, akrabalar… bir sürü işin var sözün kısası.
        Beni sorarsan son derece iyiyim. Burada (başka hiçbir iş olmayınca ve kimseyi de göremeyince) uzun uzun düşünmek fırsatı buldum. İnsan böyle zamanlarda geçmiş hayatını düşünüyor. Fakat ne hayat. 27 yıla o kadar çok şey sığmış ki düşün düşün bitmiyor. Boşa geçen bir tek gün bile yok. Bazen kendimi 40 yıl filan yaşamış hissediyorum. O kadar şey görüp geçirdim ki bir zamanlar üzerimde bayağı ağırlık yapıyordu. Şimdi hepsi düzeldi. İnsan kendi geçmişiyle olan hesaplaşmasını yapıp ve işten de içi huzur dolu olarak çıktı mı bayağı iyi oluyor. Dediğim gibi son derece iyiyim ve herhalde yakında o kadar iyi olacağım ki hayatımda hiç bu kadar olmadım desem yeridir.
       Sizler (ve özellikle sen) iyi misiniz? Böyle bir dönemi sadece seyretmek kötü ama ne yapalım. Yalnız bir şey var: Tecrübeli seyirciler bazen aktörlerden daha iyi öğrenirler. Bu da bizim tesellimiz olsun ne yapalım.
        Kitap bulabiliyor musunuz? Bir ara fırsatını bulursan Jack london’un “Vahşetin Çağrısı”nı oku. Bilirsin bu kitabı çok severim, senin de çok seveceğini sanırım.
       Burada saçlarım biraz dökülüyor. Belki kel filan kalırım. Nolucak şimdi? Akşam olunca da hep yaptığımız yürüyüşleri hatırlıyorum.
       Bizim ev ile ilgilenmeyi sakın ihmal etme.
       Bütün arkadaşlara ve kayınbiradere selamlar. 
       Seni hiç unutmuyorum.