Mektup - 16


       Sevgili Belma,
       Telgrafını aldım, ancak mektubun henüz gelmedi. Geçen Cuma ailem geldi, konuştuk. Avukat meselesini onlara anlattım, ayrıca bugün de telgfraf çektim. Pedere bu yıl ders vermemişler, kardeşime de baskı var. Oldukça canım sıkıldı. Benim aile ilişkilerimi biliyorsun, sadece benim için üzülseler mesele olmaz. Ancak sorumluluğu benim olan şeyler için hiç kimsenin sıkıntıya girmesini istemem. 
       Mahkeme konusuna gelince; anladığım kadarıyla durum pek lehime gelişmeyecek. Sık sık iyi ol diye yazıyorsun bana; belki de gelişen olaylar içinde kötü olacağımı, umutsuzluğa kapılacağımı düşünüyorsun (hemen kızma, yanılmış olabilirim). Şuna emin ol: Ne olursa olsun, zaman ne gösterirse göstersin, herşey ne kadar üstüste gelirse gelsin, geçici gerilimler dışında birşey olmaz bana. Ne zaman kötü, umutsuz duruma düşsem, bildiği sevdiği güvendiği birşey olmadığı halde mücadele eden 11 yaşındaki bacak kadar çocuk aklıma gelir. Artık çok geride kalan o günleri düşünüp güç alırım. Onun için beni merak etme. İyiyim ve iyi olacağım. Sizler de iyi olun, öyle olduğunuza da şüphem yok zaten. 
       Buraya dışarıdan yiyecek girmiyor. İçeride verilen ve kantinden aldıklarımızla idare etmeye çalışıyoruz. Buna rağmen esaslı bir sporu hiç ihmal etmiyoruz. Şartlar ne olursa olsun insanın kendisini koyvermemesi gerek. Tam bir kara iklimi var. Gündüz sıcak, gece oldukça soğuk. Bazan güneşleniyorum gündüzleri, aklıma beraber denize girdiğimiz gün geliyor. Ne 2,5 ay değil mi. 
       Geçen cuma abim Hamdi (34) de geldi, ancak fazla konuşamadık. İyilermiş. Benim de iyi olup olmadığımı merak ediyordu. İyiyim dedim, siz iyi olun beni düşünmeyin. Önceden de yazmıştım ya sana; hayatım artık bitmiş olsa bile önemli değil. Ben hayatımı nasıl bitireceğime, nereye harcayacağıma yıllar önce karar verdim. Gerçi bu durumun insanın hiç beklemediği anda karşısına çıkması başlangıçta biraz sarsıyor ama sonra alışılıyor. Bu alışma bir çaresizliğin veya kaderciliğin sonucu değil. Durumu olağan karşılamak gerek ve ne ilkiz ne de sonuncu olacağız. 
       Kendimi yeniden kurmak konusunda yavaş ancak somut adımlar atmaya devam ediyorum. Basit problemlerle, nitelik olarak oldukça geri kişilerle uğraşmaya hasret kaldım desem yeridir. İnsan onları çözmeye çalışırken yepyeni özellikler kazanamaz ama eksikliklerini tamamlayabilir; sadece geneli değil her özel parçayı da görmek fırsatını bulur. Seninle bu konudaki gelişimimiz biraz ters olmuş. Sen detayın yükü altında geneli fazla göremiyorsun; ancak her detay geneli bir ölçüde içinde taşır. Detayı öğrenmek genelden hareket edilirse daha kolaydır; şimdi sen iki yoldan birine karar vereceksin: Hem geneli bir bütün olarak kavrayacaksın, hem de bildiğin her detayın içindeki geneli arayacaksın; çok sayıda detaydan çıkan genelin parçalarını birleştireceksin. Birinci durum geneli bir bütün olarak gösterir. İkinci durum ise her detayda genelin aldığı şekli yani hayatın zenginliğini gösterir. Her iki durumda da ortaya çıkan tabloyu birleştirip tek bir görünüme ulaşmak gerek. Her ikimiz de eksik olduğumuz yerlerden, sen bir uçtan ben diğerinden başlayacağız. Bu konuda sen de yaz. 
       Sıhhatim şu anda oldukça iyi. Sen de kendine iyi bak. Üşütmemeye çalış. 
       Seni seviyorum. 


       DİPNOTLAR
34. Abim olmadığı gibi ziyarete gelen bu kişinin kim olduğunu da unutmuşum.