Mektup - 11

                                                                                      13 Ekim 1977
Sevgili Belma,
Buraya geldikten 20 gün sonra koğuşa çıktık. Hepimiz aynı yerdeyiz şimdi. Pazartesi günü İstanbul Barosu’ndan bir avukat geldi ve durumumuzla ilgilendi. Bugün de Cevat Ercişli geldi. Epeyce konuştuk. Dosyayı da nihayet alabildik. Büyük ihtimalle ilk mahkemede (25 Ekim) görüşemeyeceğiz seninle. Üzgünüm ama ne yapalım (avukat detayını anlatır). Ancak tahliye olabilecekler gelecek, neyse onlarla haber filan gönderirim. Davaya gelince iş bayağı karışık. Buradakilerden tahminim İbo için birşey tutturulamayacak. Sizler de çıkarsınız ancak geriye kalanlar (tabir yerindeyse) papazı bulduk. Cevat’a vekalet verdik (ben de dahil). Ancak kendisine Orhan Apaydın durumunu da belirttim. Mustafa Kul’a benim davamla uğraşmamasını söyleyeceğim. İstersen benimle aynı avukatları tutabilirsin.
Burada 21 kişiyiz. Sağmalcılar’dan beri oldukça zorlu günler geçirmemiz bizi birbirimize daha da yakınlaştırdı. Biraz daha iyiyiz şimdi.
İlkin konusuna gelince: Öyle düşünmeni normal karşıladım (bu da duygularındaki büyük bir ilerlemeyi gösterir). Onunla İstanbul’da iken açıkça konuşmuştum: Avukat hepimizin davasını alacak, birşeyler yapmak istiyorsan, hepimiz için yap. Özel olarak benim için hiçbir şey yapmanı istemiyorum dedim. O da hepimiz için birşeyler yapmak istediğini belirtmişti. Benden umudu kalmadı artık. Hem ne zaman çıkacağım belli değil hem de kendisiyle ilgili olarak çok açık konuştum. Zaten gelen mektubunda mahkeme konusunu da anlatıyordu. Onun için ne benim için için onu kullanma ne de onun için umut var.
Hilal’in kocasıyla ilgili meselede kafam karışık halâ, fakat çok üzüldüm. Akrabalarımıza da ona da o kadar şey anlattık. Boşa mı gitti nedir. Akrabalardan birisi mutlaka ziyaretime gelsin. Burada herkesten ve herşeyden uzakta olmak kötü oluyor. Aslında moralim son derece iyi. Bu biraz da zor günlerde oldukça iyi davranmaktan geliyor (itibarımız da bayağı iyi oldu). Gerçi burası uzak ama gene de akrabalardan birisi gelebilirse iyi olacak.
Bazı insanlar bana hayret ediyorlar. Herhalde nasıl iyi olduğuma şaşıyorlar. Bu adamın hayatı artık bitmiş sayılır diye düşünüyorlar. Ancak ben asla bu düşüncelere kaptırmadım kendimi. İçimdeki yaşamak azmi, içimdeki umut hiç bitmedi. Yalnızlığa da (kolay olmadı ama) oldukça alıştım. Benim hayatım başlangıcından beri yalnızlık içinde geçti, belki de ondan. İnsan, ne kadar aleyhine olursa olsun her durumda lehine olan unsurları bulup onları kullanabilen, onlardan faydalanabilen kişidir. İnsan her şart altında kendini geliştirebilmelidir. O zaman umudunu kaybetmemeye hakkı olur insanın. Şuna da inanıyorum ki belki uzak belki yakın seninle bir gün yine beraber olacağız. Kendini geliştirme konusundaki tespitine katılıyorum; gerçekten de teferruata daha az dikkat etmen gerek.
Bugüne kadar sadece bir tek mektubunu alabildim. Mektupların fazla gecikti ama herhalde birikip de gelecek. Gönderdiğin parayı da aldım.
Ben düzenli spor yaptığım ve çok yemek yediğim halde şişmanlamam durdu. Anlaşılan ne yaparsam yapayım bu yapım değişmeyecek (oturaklı birisi olamayacağız vesselam).
En kısa sürede tekrar yazacağım. Bütün arkadaşlara ve kayınbiradere selamlar. Seni hiç unutmuyorum.