Mektup - 06

                                                                                               26 Eylül 1977

    Sevgili Belma,
    Bugün annem ve babam geldi, ancak görüştürmediler. Ve daha 10 gün kadar da kimseyle görüşemeyeceğiz. Onun için akrabalara da söyle buraya gelecek olan varsa eğer 6-7 Ekim’den önce gelmesin. Bunun dışında bazı kişilere danışarak bana bir avukat göndermişler. Konuştuk. Yaşlı ve tecrübeli birisi. İddianame’yi almış. Okudu, rezalet. Mahkeme tarihi yakında belli olacakmış. Biz farkında değiliz ama sorguya çıkmışız. Şimdi doğrudan mahkemeye çıkacağız. Dava İstanbul 5. Ağır Ceza’da.
    Bu avukatın adı Mustafa Kul, Çarşıkapı Divan Ali sok. 9/1-3. İstanbul’da senin temasta olduğun avukatları da görmesini söyledim. Hukuki açıdan gerekli olursa görürüm ama tarafsızlığımı kaybetmek istemem dedi. Demokrat bir adama benziyor ama sen gene de öğrenip bana yaz. Bu dava için düzmece sansasyon yapıldığından vs. bahsetti.
    Bunun dışında İstanbul civarında bir cezaevine nakil konusunu görüştük. Bu konuda biz dilekçe yazacağız. Buradan mahkemeye gitmek veya avukatla temas oldukça zor olacak. Siz de uğraşın bunun için. Bu arada bizim ev ne oldu? Bu konuda da ağır davranma Belma. 
    Avukat mahkemeden önce iddianamelerin elimize geçmesini sağlamaya çalışacak ancak sen gene de mutlaka o tutmayı kararlaştırdığımız avukatlardan birisini gönder. Ve lütfen biraz çabuk olun. İstanbul’da üç hafta neredeyse boşuboşuna geçti. Topla kendini biraz, biliyorum zor ama öyle olması gerek. Belki yanılıyorum ama sende biraz ürkeklik doğmuş. Kendini böyle şeylere kaptırma. Yorgunsun, ben de gidince bütün akrabalar sana geliyor tabii. Zor oluyor biliyorum ama ne yapalım katlanacaksın. Herşeyin altında kalkacağına hiç şüphem yok aslında. Yalnız kendini topla. Önceden de söylemiştim, sen hayran olunacak bir kızsın.
    Bizler iyiyiz. Özellikle ben, bu şartlarda bir insanın olabileceğinden daha iyiyim. İçim aydınlık ve umut dolu. Geleceğe korkunç bir güvenim var. İnsanın yetenekleri uzun süre çok zorlanınca iyi olmuyor. İnsanın bazı özellikleri körelebiliyor. Ama zor şartlar altında da olsa durgun bir ortamda tüm o özellikler (hem de daha olgunlaşmış olarak) ortaya çıkıyor. Kendimi yavaş da olsa kuruyorum yeniden. Eskiden daha iyiyim ve çok daha iyi olacağıma da hiç şüphem yok. Ve ne zaman olur bilinmez, beraber olduğumuz ilk fırsatta seni, kendini hapsettiğin o dünyadan çekip çıkartacağım. Açıklık adına, bütünleşme adına bana hiçbir şey söylemedin çünkü. Gerçi ben çok şeyi anladım ama senin söylemendi önemli olan.
    Neyse, İstanbul’da havalar soğumuş. Sakın üşütme. Kendine çok iyi bak. Bütün arkadaşlara ve kayınbiradere selamlar.
    Seni hiç ama hiç unutmuyorum.
    Eski mektuplarımı da oku arada bir.
    Davanın dosya no’su: 5. Ağır Ceza  977/391