Mektup - 05


                                                                                                26 Eylül 1977
    Sevgili Belma,
    Bu ikinci mektubum. İlki herhalde eline geçmiştir. Bildiğin gibi Isparta’dayız. Geçen sefer de belirttiğim gibi dosyaları incelemiş bir avukatla en kısa sürede görüşmem gerek. Bu konuda bana kısa sürede cevap yaz (adresi biliyorsun: Kapalı Cezaevi – Isparta).
    Akrabalar nasıl, herhalde uğruyorlardır. Burası biraz uzak ama bir tanesi gelebilirse iyi olur. (Ziyaret günleri, Pazartesi-Çarşamba-Cuma)
    Gazetelerde IMF’nin önerdiği tedbirleri okuyorsun herhalde. Ve daha bunlar başlangıç. Dediklerimiz nasıl da çıkıyor. Yine tarihsel bir dönem yaşanıyor.
    Birara ameliyat olacağını söylemiştin. İşlerini ayarladıktan sonra ol. Sakın birtakım duygulara kapılıp da önceden yaptığın gibi ihmal etme. Herşeyden önce sağlığın için gerekli bu. 
    Daha elimize geçmedi ama bazı arkadaşlar uğraşıp bizim eşyaları getirmişler. Ne kadarının geldiği önemli değil. Şu dünyada yalnız olmamak kadar güzel bir şey yok.
    Beni sorarsan iyiyim. Moralim de oldukça iyi, hatta orada olduğum zamankinden daha iyi. Yalnız uzun zamandır hareketsiz olmak ister istemez insanda biraz hantallık yapıyor. Buraya geleli bir hafta oldu. Gayrettepe’de kaldığımız şu rahat yerlerden birindeyim. (25)  Belki şaşıracaksın nasıl iyi olduğuma; ancak o kendini yeniden kurmak sürecinde gerçekten iyi adımlar atıyorum. Ve şuna karar verdim: İnsanın kendisini yapamadıklarından çok yaptıklarıyla değerlendirmesi gerek. Çünkü dünyada kimse herşeyi yapamaz. Her konuda üstün başarı sağlayamaz. Hayat pekçok mücadele alanının birleşmesinden oluşur. Birinde üstün başarı göstermek, eğer insan herşeyi orada tüketmişse, diğer alanlar için bir şey kalmamışsa, ne işe yarar? Önemli olan her alanda gücün oranında iyi olabilmektir (yani süreklilik çok önemlidir). Biz, hayatını düşüncelerine kurban eden insanlar için bu çok önemli.
    Bana birisinin nişanlısını, evlenmeyi vs. çok düşündüğünü söylemiştin. Bir noktada bu onun yaşının küçüklüğünden kaynaklanıyor. O isteklerini yaşamak, tatmin etmek istiyor. Aslında tek bir insanın bile zaman zaman (yani kendini kontrol altına alarak) bunları önlemesi gerek. Yalnız bu iki insan olmakta da bütün doğal duyguları çiğneyecek kadar ileri gitmemek gerek. Aksi halde insan kendine yabancılaşmaya başlar. Sende böyle bir durum vardı ama 2,5 ayda oldukça geçti zannederim. İnsan o duyguları her zaman hissetmeli, yeri geldiği zaman doyurmalı. 
    Belki diyeceksin ki; senin için kolay tabii. Yapmadığın şey kalmamış ki. Öyle değil işin aslı. İnsanın onları yaşadığı halde gerektiğinde vazgeçebilmesi de oldukça zordur ama isteyince yapılır.
    Bana yazmayı ihmal etme. Biraz daha vakit var ama doğum günün kutlu olsun (ne kadar aceleciyim değil mi). Bütün arkadaşlara ve kayınbiradere selamlar. Seni hiç unutmuyorum.
    Not: Bizim ev ne oldu? (26)

        DİPNOTLAR
25. Isparta’da isyan cezası olarak üç hafta hücrede kaldık. Bu süre içinde ziyaretçilerle görüştürülmüyorduk.
26. Belma ile birlikte tuttuğumuz ve basılan ev.